Çocukta ve bebekte görme muayenesi

ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ KIRMA KUSURLARI
Anne ve baba olarak bizzat gözlük takıyor musunuz? Yanıtınız evet ise çocuğun
görme sorunları açısından yakın izlemek çok doğru olur. Zira birçok sağlık sorunu
aileseldir.
• Çocuğunuzun gözleri kimi zaman şaşılaşıyor mu? Gözlerinde kayma var mı?
• İyi göremediğini söylüyor, gözlerini ovuşturuyor ya da fazlaca kırpıştırıyor mu?
• Okuldan yorgun dönüyor, başı ağrıyor ya da baş dönmesi yaşıyor mu?
• Notları arkadaşlarından aldığını, tahtayı görmekte zorlandığını söylüyor mu?
• Uzun süre okuyamıyor, satır atlıyor ya da aynı kelimeyi birden çok kez okuyor mu?
• Okulda öğretmeni harfleri karıştırdığını, okuduklarını aklında tutamadığını
söylüyor mu?
• Ders çalışırken dikkati nasıl? Çabuk dağılıyor ve odaklanmakta zorlanıyor mu?
Bunlardan biri dahi ortaya çıkmışsa, çocuğunuzu bir göz doktoruna götürme
zamanınız gelmiştir.
Çocuklarda göz muayenesi nasıl olur?
Çocuklarla diyoloğu iyi olan konusunda uzman bir doktora gitmek en iyisi olacaktır.
Çünkü bu uzman çocukla nasıl iletişim kurulacağını daha iyi bilir ve buna uygun
ekipmana sahiptir. Bu muayene sırasında göz doktoru şunları yapar:
• Çocuğun uzak ve yakın görme kusurlarını ölçer. Bunu yaparken de, okul öncesi
çocuklarda resimleri, 6 yaşından itibaren de harfleri kullanır.
• Çocuğun bir kayması var mı değerlendirir.
• Görmeyi engelleyen bir problemi olup olmadığına( doğumsal katarakt, doğumsal
göz tansiyonu gibi) bakar.

Az Gören Çocuk Nasıl Anlaşılır?

Yeni doğan bir bebeğin en önemli görsel ilgisi yaşama onu bağlayan annesinin yüzü ve beslendiği anne memesidir. Bu yüzden bebeğin doğduğu ilk birkaç günden sonra, annenin kucağında özellikle emme esnasında annesinin yüzüne tepki vermesini bekleriz. Anne ile minik göz temasları görmenin varlığına dair ilk ipuçlarıdır. Meme dokusuna odaklanırken gözlerdeki ilk aylar içerisinde olan kaymalar normaldir.

Yenidoğan bir bebek doğduktan birkaç gün sonra parlak ışığa tepki verir ve gözlerini kapatır. Işık refleksleri doğduktan hemen sonra başlar. Normal bir bebeğin 6 haftalık olduğunda insanlarla göz temasına geçmesini ve ufak tepkiler vermesini bekleriz. 3. ayın içerisine geldiğinde ise yaklaşık 1-1.5m çap içinde gördüğü renkli cisimlerin takibini yapabilir hale gelir.

Prematür bebeklerde bu durum doğum haftasında olan eksikliğe bağlı olarak daha geriden gelmektedir. Bebekte az görmeyi düşündüren en önemli bulgu görsel ilgisizliktir. Parlak ışığa sabit bakma da önemli bir bulgudur. Bebeğin anne yüzüne olan ilgisizliği ve 2. Ay içinde anneyle ve çevreyle hala göz
teması kurmuyor olması durumunda, görme azlığını muhakkak
düşünmek gerekir. Genellikle bu bebeklerde arayıcı göz hareketleri
denilen göz hareketleri oluşur.

Nistagmus adı verilen yatay ve dikey düzlemde oluşan daimi göz hareketleri de yine az görmeye işaret eder. Nistagmus görmesi az olan bebeklerde genellikle 2 veya 3. Aydan sonra başlar ve pregenikulat görme azlığının işareti olarak değerlendirilir. Görsel ilgisi olmayan bebeklerde, gözlerin şiddetli ovalanması ile ortaya çıkan ‘’okulodijital refleks’’ olabilir. Bebeğin eli, sanki parmaklarını göz içine sokarcasına bir baskıyla devamlı şekilde gözündedir. Anne bebeğin elini çekmeye çalışsa da, bebek gözüne parmaklarıyla kuvvetli bir şekilde basmaya devam eder. Bu oldukça az gören bebeklerin önemli bir bulgusudur.

Annenin ve ailenin doğumdan sonra hayatında büyük değişiklikler olur ve adaptasyon döneminde bu tarz önemli detaylar ailenin gözünden kaçabilir. Bu yüzden bebeklerin ilk aylardan itibaren bir göz doktoru tarafından görüldükten sonra sağlıklı bebek-çocuk kontrolüne girmelerinde çok fayda vardır.

Bebeği̇mde Göz Tansi̇yonu Olabi̇li̇r Mi̇?

23 Haz 2019 Makaleler

BEBEĞİMDE GÖZ TANSİYONU OLABİLİR Mİ?
Doğumsal göz tansiyonu bebeklerde nadir de olsa görülebilen bir hastalıktır. Göz basıncının artmasına bağlı olarak, henüz çok taze olan göz içi dokular gerilir ve gözün ön yapısında cam gibi görev yapan kornea dokusunda çatlaklar meydana gelir. Olaya ödemin de eklenmesiyle, kornea dokusu saydamlığını yitirir. Bu durum hem görmeyi azaltır, hem de aşırı bir sulanma ve ışığa karşı anormal bir hassasiyet yaratır.

Korneası ödemlenen ve göz içi basıncı yükselen bebek gözkapaklarını aşırı derecede sıkar ve gözlerini açmakta çok zorlanır. Durumu anlaşılmayıp tanısı geciken bebeklerde saydam kornea dokusundaki çatlaklar yerleşik hal alarak bulanık bir görüntü yaratır. Göz tansiyonu olan göz bulanık göreceğinden takip yeteneği azalır, bir noktaya fikse olup odaklanamaz. Gözü bir balon gibi düşünecek olursak, zaman içinde göz içi basınç arttıkça gözün yapısı da giderek büyür. Göz olması gerekenden çok daha iri bir hal alır. Bu durum özellikle tek gözde doğumsal göz tansiyonu varsa, asimetri geliştireceği için daha çabuk anlaşılır.

Çift taraflı göz tansiyonu varlığında her iki göz de anormal büyüyeceğinden çok daha dikkatli olmak gerekmektedir. Gözde bu aşırı büyüme hali göz içi basıncının normale dönmesinin ardından gerileyebilir ancak çok uzun süre bu şekilde kalmış olan gözler yine bir miktar büyük kalabilmektedirler. Artmış göz çapı ileride numara değişiklikleri yaratabilir.

Göz tansiyonu varlığının fark edilmediği ilerlemiş olgularda, göz çapı giderek artar ve göz yapısı bozulmaya başlar. Göz sinirine olan basınç, dejenerasyon yaratarak optik sinirde kalıcı bozulmalar meydana getirebilir. Doğumsal göz tansiyonu çoğunlukla göz içindeki başka yapıların da doğumsal anomalileri ile birlikte seyretmektedir. Bu durum bebeğinizi rutin kontrolüne götürdüğünüz göz hekimi tarafından muayene esnasında anlaşılmaktadır.

Search

+